Kendimi onarmak için adeta sığındığım yazlık evimizin verandası. Lavanta kokusu ve çam ağacı sesi. "İnsan bi' gece yarısı aniden yorulur" diye mırıldandım az önce kendime. Birkaç saat önce ev ahalisi ağladığımı görmesin diye yine bahçeye kaçmıştım, köpeğimiz Siyah'ın peşine koşma numarasıyla. O koşma esnasında yoruldum. Onca yıl koştum, hep bir yerlere koştum. Son dört ay kalbim kırık koştum. Dizlerimi tutup bi' süre olduğum yerde durmak istiyorum.
Psikiyatrmla iki hafta önceki son görüşmemizde depresyonda olduğumu öğrendim. Öğrendim diyorum çünkü o depresyonun içindeyken nerede olduğumu, ne kadar battığımı pek görememişim. Hayatımda ilk defa aynı anda dört farklı psikotik ilaç reçete edilince "Vardır bi' bildiği doktor hanımın" deyip bilime rutin saygı duruşumda bulundum. Sadece ilaç içip uyuduğum günlerden sonra ilaçların da etkisiyle beklenen açılmayı yaşadım. "Ben burada ne yapıyorum ki şimdi?" diye titreyip kendime geldiğim büyülü bi' an. Sonrası biraz kendiliğinden aktı. Neticesinde beni de çok üzdüler ama sonra kalkıp yine haber yazdım. Haber yazdıkça kendime geldim. Yaşamın içinde kaldım.
Sonra bi' sabah avukatım dava dilekçesini tamamladığını söyledi. Ertesi gün de başvuruyu yaptığına dair ekran görüntüsü attı. O sırada abimle verandada oturuyorduk. Fotoğrafı gösterdim. "Yolun açık olsun kardeşim, hepsi geçecek" dedi. Uzun uzun sarıldık. Ben sonra yine bahçeye kaçtım.
Birkaç hafta davanın açıldığını duyuracak gücü kendimde bulamadım. Sessiz sedasız kendimi onarmaya çalışırken, sağlıklı rutinler planladım. Psikiyatrmın tavsiyesiyle yeni bir şey öğrenmeye başladım. Sabah programıma köpeklerle koşu ve yoga ekledim. Geniş ailemle sık sık bir araya gelip bol bol sarıldım. Son 10 yılımın iş temposunu düşünürsek, onlarla böyle doya doya vakit geçirmek sandığımdan daha da şifa oldu.
Dün sabah kalkar kalkmaz çalışma masama oturdum. "O gün, bu gün" dedim ve kendi haberimi tamamlayıp basın kuruluşlarına e-maille gönderdim, basın açıklamamı da sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Sonrası yoğun bir iletişim süreci.
Gece yarısına kadar ev ahalisiyle verandada oturup süreci hep birlikte takip ettik. Artık yapılabilecek her şeyi yapmış olmanın haklı ferahlığıyla davadan başka konularda da şaka yapıp kahkaha atabildik. Evin huzur iklimi bile bi' anda değişti. Hep birlikte aynı masada oturup her şeye gülmeyi de özlemişiz, her şeye rağmen.
Şimdi, yapılacaklar planlı yaşanacaklar azıcık blurlu tahmin. Bundan beş ay önce bu yaşayacaklarım anlatılsa, "Abartmasan mı biraz? " diye sorabilirdim ama yüzüm yok şu an öyle bir soru sormaya.
İnsanın aniden yorulduğu bi' gece yarısındayım. Yıllar sonra baktığımda "Ben bunları da atlatmışım" demek için yazıp hafiflemeliydim. Şifayı uzakta aramayacağım. Dizlerimi tutup bi' süre olduğum yerde duracağım. Hayatımda ilk defa haksızlığa uğradım, ben de afalladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder